aşk_ı kelam...
kendinden bir fasıl ile
düzenbaz bir kuyu açtı senfoniye ve kendinden bozuldu bu oyun gözleri sözlerinde gizli bir akitle kuytusunda bir alev dökülür denizinde haşametli bir fren gemisiyle huzurunda dengeli bir durakla elif mim nuun felaha çıkmış bir sanatla hülyasında serap görür tiyatrosunu pisikopata bağlayarak güz yaşatır kimliğine ve de yeşilinde bir hanım/eli değer! balık sırtı ellerine düş düşlemek küflenmiş makaslarında bir çığlık gazetelenmiş şişeleriyle aydan çıkmış aya karşı ve bayılgan bir kaşıkla ka/s/apa verir dünyasının düşle düştüğünü ve de yüreğinde sakladuğunu düdükle çaldıklarını dümenle sattıklarını sevişgen tanrılarla tetikliyerek sevdasını akl zincirdir kelama verdiklerine aldığın verdiğin kadardır ve de verem yağdırır hırçınlı bir yarıyarak kalpten ve hüsranla sevdasına bağırmadan ve de çağırmadan bir kol(a) ile genzinden yakarak bir çocuğu hiçbir düzende bulunmayan üzengi üstünde bir kulağa üflüyerek bir oktan ve de tortulanmış bir gayenin hedefi perişan bir çığlığın kendi içinde ve de kendinden uzak feri inen balığın ve balın fişe batırdıklarıyla h(e)z(i)met verir azgınlıkla boğulan tanrılara gül kokulu bir evren ve de bülbülünde bir şaklaban türküleriyle öttürür üşüyen hanelerde ve aşk aklı kelam virüslerinde bir kokarca kı(l)ığında .. gezgin imgeler... |