DOST PRANGASI/ PRANGALI ANI“Ben bu prangalara zaten alışığım Bu gün yüreğim burkuldu. Aksak aksak yazacağım. Ne yazacağımı dahi bilmeden. İyi - kötü de anlamını yitirmiş bende. Sayfalar kilitlenmiş defterimde. Gözlerim de dost prangası… Artık yıldızlar da kalmamış bu sabah. Ancak gönlüm ferah. Bir turna bulsam ya da esen deli yel, Göndereceğim kardeşlik duygularımı, Çöz diyeceğim, Çöz artık şu paslı prangaları. Kim bilir pranga dedim diye, Ahmet Arif’te alınır. Ya da memleket’e Nazım. Oysa bize “küsmek” değil, Sevgi ve barış lazım, Barış lazım… Ben incinsem de incitmem. Öğretim öyle. Ancak incitmemek için çok incelmişsem, Ve koptuysa inceldiği yerden, Varsın kopsun. Bir daha burkulsun yüreğim. Ve gözlerimde paslı prangalar asılı dursun, Beklerim öylece sabahlara dek … Bilirim kırmanın- kırılmanın sonuçlarını dostlar. Ancak bilmeden kırmışsam, Alabilmem gerekir ip uçlarını. Çözmek için ilmek ilmek. Yoksa prangalar nasıl çözülecek… Arif hocam sen kusura bakma. Nerde bizde o yürek, Nasıl ulaşabiliriz ki hasretinden eskittiğin prangana. Başka kelime bulamadım işte, Anlarsın ya!.. Kelime haznem kıt da biraz, Sen şairsin, hoş görürsün yaratılanı. Bana da nasipmiş meğer, Prangalı bu anı… Toprak ve Kar’dan- C.EROĞLU |