tufanlar beklerkenkaranlığın vaizleri terli mesaide çok ısırma beyazlık kaybolur kan emer iken zamansızlığın çocukları mor dudaklar dökülür gecenin boynuna sesleri kaydetti kambur hamallar avuçların ateşini yakan yok mu üşüyenleri dinleme geleneği daim dinlenceye yürüyor kervan saat ve sanat arası sıkışmış sözler şu ağacın hesabından sorulmasan rüzgarın yüzümü güneşe yıkayan siyah uzun saçlarından ben ondan kutsal kılınmış olmalı alın çizgiler o açılmayan kapılar ardına anneler hep var suya dokunup dileyen kimdi kızıl uçanlara katışıp yaprak olmayı yazdan sağanaklı geçişler deneyimi yüzü güler iken kararan muhabbet koşusuna dem çekmeden doğurgan derenin şeffaf tenli şırıltısı kül içiyor ciğerinin nasırlı odaları en katmerli günahımı aradığım gülümseme inanıyorlar olacak uzaklara varanlar |
anlatımı çok farklı .
Her şiir güne yakışmış .
İyi ki varsınız. Saygı ve selamlarımla