mavitemel toprağının ağırlığına çöküyordu çatıları korunaklı kent saydam burçlardan algı kopartararak başını kaldırdı kirpik uçlarına baktı uzun su doygunu bulutun -gözlerini ver bana dedi sadece gözlerini nasırdan avuçlarında sığırcıkların dansından kalma kırık notalar zamansızlığa koşarak gidenlerin servi kokusunu sıvarken kör mezarcılar arsız ağda kumral saçlarına uzak yakın savaşımların taciz izleri yüreklerin saklısında tekrarladı sözün öznesine vurgunun postalını basarak -gözlerinin bebeğini ve usul mutlaklarından ayrıştı zamklı an bir evren boyu soyunarak gecenin kırılgan vitrinine karanlığın beyaz çiçeklerine dokunabilenler demir çitli kırlarından -gözlerine dedi tetikler kırarak sözlerden gri kozasına sevişiyordu zaman namluların hörgücünde mavi kelebek 16012012 |
Tebrik ederim selam ve saygı ile