Çay *Çoğun Aşk Öyküsü
Çay berrak bir hayalin camdaki gülüşüdür
Gül misal ikliminden hicret eden bir peri Aşkın suda görülen efsanevî düşüdür Demlik ile semaver muteber çaydan beri Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken Hele İstanbul ile bir ülfet edişi var Yedi tepe yedi renk mest-i hayran hâline Çay içilen demlerde İstanbul sanki nigâr Bin bir şarkı yakılır güneşin zevaline Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken Albeni ona özgü her yudumu ayrı haz Efsaneler süzülür ince belli içine Buğusunda bin tılsım dua üstünde niyaz Hacet yok ülfet için başka diyara Çin’e Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken Bazen bir dildâr alır acı çay darasını Gönle düşen ateşin rengi kokusu olmaz Çay rayihası sarar sinenin yarasını Gözlerin feri söner ve aşkın rengi solmaz Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken Aşkın egemenliği hanedanlıktan yüce Kaç kalbi esir alır efsanevî bir gülüş Aşka kapı açamaz ruhu ve kalbi cüce Hayra yorulur yârin hicrette gördüğü düş Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken Çayın karası hüzün Leyla’ya sürme gözde Anlatılan öykünün girizgâhı aşka sır Çayın has ikliminde sükut da Leyla söz de Mecnun’ un efsanesi sürer gider kaç asır Zemheride erguvan açılır çay içerken Gâhi bir akşam vakti ve gâhi sabah erken 25.06.2018 İbrahim Kilik *genellikle |