yağmurun bahanesi
Suya dokunduğumda kendi sesimi işitiyorum
Bir çığlığın damlaya dönüşmesi gibi Kendimi o damlada boğuyorum Gözlerimi saklıyorum sonra Tıpkı güneş pırıltısıyla kapatan kirpiklerimin hicabı gibi... Sessizliğim sade bir kahvenin köpük gürültüsünde Gözlerimin rengini anımsatıyor Kendime bakmak gibi işte Hüznümü yudumladığım renkte içime atıyorum Tanımadığım bir kitapta kayboluyorum Yüzlerce kilit var ellerimde Hangi kelime açacak kilit ruhumu bilmiyorum Tek tek noktalardan sonra umudum diyorum Perdenin ardında sessiz yürüyen geceyi görüyorum Şehrin yüzünü sımsıkı kapamış Bir kaç aşina şarkı dilime dolanmış Bilerek sözlerini unutuyorum... Yağmurun bahanesi bulut misali Sürükleyip getiren rüzgarın elinden tutuyorum Belki de gecede gökkuşağı arıyorum... Aybüke |