BEYİTLERDEN ÇALMADIM BU AŞKI...
Ayrıcalıklı bir sevda mısrası
Anıp içime akıttığım Dil yarası hayatın. Şimdi uzvunda düşlerin, Şeker pembesi bir istila adeta Aşkların Tanrısı. Gül yüzünde beyitlerin, Kekremsi yanık tadı hasretin Görüp görmemek olsa keşke tek sorun: Ahde vefa, dileyip Sırlarımı pay ettiğim Gece bozgunu adeta Handikap yüklü mecra Oysaki her şey somut ve ortada. Dişlerken acıyı Somurtup bir köşede Mahvedip de düşleri… Demekten yorgun kelam Son sürat hüzün mü yoksa Evren gibi kırağı çalan? Arş-ı alaya çıktı çıkalı bunca riya Pekişen masumiyetin en fevri beyanıyım işte Ayan beyan karıp dünleri Yarına varmakla ölmekten yana yakıla Hangi makamdan olduğunu unuttuğum Bu yanlı sevdam. Örtüp de gizemi mahşere kadar Sevip de derinden Kutsarken Yaratan Bunca mazlum ve yalnız fıtratın Bir yanında hep hüsran. Beyitlerden çalmadım ben bu aşkı Saf tutup da ermedim güne: Ser verip sırları da sundum Yere göğe. Konuşluyuz hayata tam da ortasından Vurup kelamı Bir imge tadında bellediğimiz her günü Yüzümüze gözümüze mi Bulaştırdık yoksa? Bir recmi bir mihrabı; Bir aşkı bir katmerli acıları Hani, derken bile Esefle kınadık yüreği. Elem, desek de küsmedik küstürmedik İçteki saklı hicvi. Mahşerin kaç atlısı geçecek kim bilir? Kaç kere dumura uğrayacak ömür Hem de tehir ettiğimiz ezelden Tensiye edip de Sığındığımız vefanın ardından Yüz sürdük bir kez aşka Yollar aştık Dona dona yazın ortası. Zamanı uyuttuk, sakilce evren Ederken son duasını Etme bulma dünyası: Basireti bağlanmış mevsimden Kalan geride Mizacı tutuk benliğin Son neferi yine İçindeki hazan misali Yazın öncüsü adeta Gözlerin ardında saklı nemi İhbar ederken melekler Tanrıya. Haşmetli acılar öğütürken Nispeten düne, Boyadık günü pembenin Üç beş tonuna Ve geceyi de soyduk derinden Sarmalında hayatın Başlamaksa sıfırdan, Allah kerim be mirim: Kuytularında yüreğin Esefle unutulduk belki de Demenin meali olsa da bunca hayal kırıklığı Biz bir kez baş tacı bildik Sevip yeniden dirilmeyi. |