GEL, GEL, GEL...
Etekler açılırken semanın damına
Baddan önce varır huzuruna dilim Yeşeren küçük bir yaprakla Yarışır en koyu ümitlerim Hani dünyanın bilinmez hali Hani bir sandık dolusu gizem Ruhum senli raks etmekte Seyre durmuş seni ecdadım Yerde güller titremekte...(*) Bırak güneş, inadında dem tutsun ayla(*) Dünyama tek sen doğ Ben bir adım atarken sana doğru Sen dön, beni vuslata boğ Suya akseden menekşeyi vur gözünden Bakmasın sana gözü kara Ruhumdan kopardım yıldızları Sen parla her akşamda...(*) Dört duvar ardında sıkışmış sofu Seni arar parmak uçlarıyla Ben geldim kapına sürüne sürüne Yüreğime gül kanı akıt Na-hoş insanların sükûnetinde Gördüklerini ibret adına damıt Damıt yeşiller iklimine...(*) Ceviz kabuğuna sığdırılmış düşünceler Senin dergâhında acıyla inler, inler... Şeytan terk eder karalanmış ruhuyla Sonra bir ses: Olsun yine de gel, gel kapına...(*) (*) işaretli mısralar Engin Badem tarafından eklenmiştir... AYŞE AKAY |