4
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2322
Okunma

Işığımı söndürüyorum...
Kızıllığında bir akşamın batışıyla
Ateşten girdabın cehennemine dūşūyorum
Bedenim çırpındıkca batıyorum...
Sancılar içinde kıvranıyor bilincim
ulumalar çoğalıyor kıvrandıkca
Düşlerim kanlı ırmaklarca...
Çağlayan olup çağlıyor
Hūcrelerimin kapıları yüzüme kapandıkça
Yudum yudum içiyorum...
Ölümümü dudağından.
Boşluklarda asılı duruyor düşlerim
Kutsal mekanlardan kovuluyorun tek tek
Çarpiyor asi ruhuma celladın kırbacı..
Yandıkça yanmaktayım kendi cehennemimde
öfkelerime sarılıp savruluyorum.
Hayat denen düzende kahpelikler çıldırmış
Kendime yenilmek üzereyim sorguda...
Üzerime kurulmuş puşt tuzaklara...
anadan üryan küfürler de savurmaktayım
Tek başıma savaştayım üstelik silahsız.
Kaç bahar daha böyle yaşarım
Bilmem kaç mevsim geçer böyle ölgün
Kaç sokaklara salarım sensiz ölü bedenimi
Ve ben kaç kez daha ölebilirim sensizlikte
Ve kaç kez karanlìkta yol alır umut.
Ayak sürterken yollara ağır aksak...
Dilimde aşkın yakıcı tadı...
zehirli bir esinti...
Körüklüyor sol yanımı deli bir rüzgar...
Ne yana savrulsam yoklugunun çıkmazı
Ve ben;
Yokluğunla baş başa zındanlardayım.
İşkencelerde yontuyorum yüreğimin çeperlerini
Feryat figan ediyor nafile çaresizliklerim
Acılarıma sarhoşum,
Sarhoşum bu sevdaya...
son uykusuna dalmakta ömrūm...
Ve ben demirci körügünde körüklenerek
Bilmediğim yangınlarında alev alev
Kor olup yanmaktayım.
Bilmem kaç para eder yokluğumun izleri
Gömülünce yerin dibine bitecekmi isyanım
Sensizliğe yorgunluğum yar
Kaç asır dayanır ruhumun duvarları
Bilmem kaç zaman ölü yaşanır...
Söylesene sevgili...
sensiz kaç kez daha ölünür.
NOGAYTŪRK
5.0
100% (8)