EFENDİ BABA
Bu onun hikâyesi
Yüzümü buruşturan Gözlerimin ferine İpotek koyan Kara, kapkara kömür olur Yaz vurunca başına Saçları… Her martın onyedisinde Toyca aya doğar Alırken ecel Anasının son nefesini Bir el vermeden ona Ele verir can yongasını Sararan her başak Başında paralanır Ekin güzlerinde Para etmez, Çuvalıyla ceviz Ve ipek saran her böcek Avuçlarına nazlanır Onun hikâyesi bu Yetim gömleği diken bir ana Sevda yuları takan bir avrat Ve paçasına dolanan Üçü kızçe biri yiğit Dört evlat ... Dünya… Yapmayı sevdiğim kadar Sevmedim hiçbir şeyi Biri diğerlerinden Daha sulu göz Öbürü cevval asker İlki az şımarık ilk göz ağrım İlle sonuncu erkek evladım Bildiğim ne varsa anlattım Hele karım Feda olsun ona bacağım Da yeter ki gülsün Yeter ki şenlensin Evim barkım ocağım Kireç vurdum duvarlarına Miras değil vazifeydi Tüttürmesi kolay mı Baba ocağı Harabe düştü elime Adam ettim Biri öz dördü öksüz Altı kardeştim Hepsinde helal emeğim Tek bacakla… Ya iki olsa Olmadı Ben teslim ettim Dizim yukarısından Kangren bu Beni durdurdu Kendi durmadı Kızçem Yazma bunları Tek bacağıma gelin gelen Avradım… Su yeşili gözlerine Ve sararan saçlarında Bir hayat ki sorma Eğmeden başımı Ve yüksünmeden niyazına Altmışı üç gece Ellerinle toprağıma kondum Acele etme gelmeye Oğlum… kızım… Bir de kara taş ocağım Öpmeye doymadığım Avuçlarında… Adımı koyun oğlumun oğluna Bir de unutmayın Asmanın dalına taktığım Cevizimin gövdesine yasladığım Var olduğum zamanlarımı… .........ASRAN |
Başında paralanır
Ekin güzlerinde
tebrik ediyorum....