BİZ SON HALKASIYIZ BU KUŞAĞIN
Düşündüm bu gece…
Yolcu ettim Ay’ı dağların arkasından Kayarken yıldızları eledim Dilekler diledim Ve sözgecinden geçirdim zamanın Bu Ramazan ayı arefesinde Biz bilemeyiz ki; evrende neler olup bittiğini “Allahu alem” Kaç yıldızı öldürüp, kaç yıldızı dirilttiğini Lakin; biz biliriz Bir nesil doğar Bir nesil ölür İşte biz de; son halkasıyız bu zamanın İşte biz; son halkasıyız bu kuşağın Biz her şeyi gördük dünden bu güne Şanslıyız yani, ayak uyduramasak da Lastik ayakkabılarımızla yürüdük geleceğe ve lastik ayakkabılarımızın içinde çürüdü çoraplarımız Öyle ağır yükler taşıdık ki, zamanı yendik biz Ve biz son halkasıyız bu kuşağın Öyle yükler taşıdık ki dere yamaçlarından Sırtlarda; sıkı sıkı kolanlanmış ağır mı ağır yük ve değirmen zahraları bizden büyük Dinlenmek için; yol kenarlarında yükseltiler aradık Gözler ki, o gözler… içinde yerlerimizi arardık Birbirine bakardı insanlar çıkarsız açmak için kapısını yüreklerinin Karanlıkları aşardık; Yola ve yolcuya yetişmek için Gecenin uzayışında sızlardı damarlar Göçler olurdu yollarında Caniğin, yaylanın Yükleri ağır mı ağır, göçler katar katardı Alınları boncuk boncuk ter olsada, gölüşleri sıcaktı Son halkasıyız biz bu kuşağın Güzel günler geçirdik bizler Kötü günler de... Yoksa sadece düş mü gördük zaman aralığında Mesela yağmurlu günlerde çamura batardı sapan Gıcırtısı çıkmazdı kağnıların Kızaklar takılırdı yamaçlardan inmek için Çekemez di koca öküzler sapanı Ve üzülürdü babam Şimdi ne öküz kaldı, ne de öküze takılı sapan Lakin hala yaşıyor öküzlerin önünde yürüyen o çocuk Ne sapanı tutan el kaldı, ne de öndereyi tutan Son halkasıyız bizler bu kuşağın Daha dün gibi her şey Evinin önünde armut ağacının gölgesinde Arkasız bir iskemleye oturmuştu annem Bana göre yaşlı bir kadın ve hala yaşıyor Gazal çuvalını indirmiş ellerini ovuşturuyordu Derin, derin nefes... ve kat kat olmuştu yorgunluktan Tahta bisikletiyle oynayan bir çocuk çamura bulanmış tekerlekleri parlıyordu güneşten Şimdi büyüdü o çocuk Lakin ağırbaşlı ve üzgün Sevginin kurumuş kırıntılarını arar durur ceplerinde Bazen umudun bükülmüş dizine koyar başını Anne der… sen uzun yaşa emi… Çoğalır; Perşembeden Cuma’ ya saçındaki aklar ve biz son halkasıyız derken bu kuşağın şekiller oluşur gözlerinde Düşünür bu kan gölüne dönderilen Dünyanın haritası önünde Ekrem SAYGI 15.05.2018 Manisa |
GÖNLÜNE SAĞLIK...
............................................... Saygı ve selamlar..