azlediliş sendromubir damla irin kondu tenime süzülüp içinden ağır ağır... kederle yoğruldu bu iğreti, dünyayı kaplayan onca siyanür zehriyle. ben mi yanılıyorum ya da yanılmakta mı ağır bedenime izbe bar köşelerinde ve varoş otellerde... kerhanelerden aksak yanlarında yani dünyanın anadan üryan bir piçi dünyaya getirirken sen, bir gece aşık olduğun hani şimdi tiksindiğin bir serserinin teriyle karışık... bir irin konuyor tenime himalayalardan süzülüp, günahlarımdan ağır bir irin... bir maden kadar çaresizim ve elimden bir şey gelmiyor çalınırken içimden değerlerim, sükunetim ve bilgeliğim. oysa en az altını harmanlayan toprak kadar dingin, yaşlı ve geçgindim beyaz bir gülle kandırmadan evvel sen beni siyanür nedir bilmezdi tenim... terinden aksak, sevdadan düşkün izbe bir ruh halinde kesilmişliğimin ağıtını devam niteliğinde sürüklemekteyim içimden ağır, senden öte ve ölümden geçmekteyim... kıyılarına demirlediğim binlerce sevginin fırtına bozgunlarından ibaret terk etme denemelerim istem dışı ve tarifsiz bir analizin adıdır lodos hani günahsız gitmelerimin azlettiricisi bir siyanür sinsiliğinde zehirleyenim hani?... kirletenim ve yıkarken çamurlu bırakanım içimden kontrolsüz akıntılar çağlarken uyanışlarımda demir alışlarım... harmanlanan adaleti hayatın bir azlediliş sendromu ya da... |
kutluyorum.