İçimiz hep bir Hoşçakal ülkesi...........kendi aynalarımızı etrafa saçtık ...........sonunda acılarımızdan örtülü bir sergi açtık Hazır 1..2..3.. Telaşsız bir yakın plan lütfen Kamera gözlerime.. ... Kasım zamanlarında soğuk mu soğuk bir sonbahar günü... sokaklar boş elimde akşam pazarından aldığım iki ekmek evin bulunduğu sokaktan girmek üzereyim. derken az ötemde küçük bir kara parçası diğer parçalardan ayrılmış gidiyor. beraberinde taşıdığı onlarca karınca ve kışlık depolarını... lavralarını... kendiyle birlikte şehrin aşağı caddelerine sürüklüyor. bilir misiniz yıllardır sızlamayan vicdanım nasıl da cız etti anlatamam. ... yumurta topuklu kunduralarımı henüz çıkarmışım. duyduğum bir ses yakın ile uzak arası... mutfak penceresinden gelen yine mi dedim yine mi var Kendine Dargınlar Sokağı’ndan giden. merak ettiğimden falan değil ha sadece son yazdığım kitabıma ilham olacak bir durum olur mu diye bakayım dedim. o gece gördüklerimi yazıyorum boş sokakta bir fener. geceyi süsleyen yalnız bir fener, ve önünde yalnız bir adam. bu neye benzer bilir misiniz fotoğrafçıların arayıp da bulamadığı kareler olurya işte ondan her neyse ayaklarının artık tutmadığı bir anda, bırakıvermiş kendini oraya. saçı sakalı birbirine girmiş. bacaklarının hemen yanında yerde bir izmarit tütüyordu o ise dumanına tutunuyordu belki erir içimin buzulları diye bir umut direniyordu erirmi dersiniz öyle yapsa ... gözlerine uykusuzluğun, bedenine bitaplığın izleri yansıyordu. neydi onu bu hâle koyan, hiç kimseye söylemiyordu. ne geceye açıklıyordu sırrını, ne de onun gibi yalnız olan fenere. zamanı geldiğinde, bu sırrını bir tek toprakla paylaşacaktı. ... hepsi bu gördüklerimin desem yalan olur tam pencereden bakışlarımı çekeceğim bir sırada kırık camlı pencerenin önünde oturan o kadını farkettim gözyaşları yağmura eşlik ediyordu. yağmurun ve sessizliğin sesinden başka hiçbir şey duyulmuyordu. peki bu neye benzer bilir misiniz hani yüzyılların ötesinden günümüze ulaşan yağlı boya tablolarında görürüz ya dönem imkanları ile bir modeli birşeylere benzetme durumu.. işte öyle birşey. her neyse ne diyordum o kadını öyle görünce ikinci bir defa daha cız etti yüreğim.. baktım ki ağlıyor daha fazla dayanamadım seyretmeye çekildim odama. dedim ki ey bitmek bilmeyen yolculuk ey dönmek bilmeyen sevgili nedir bu dünyada insan olmanın tesellisi.. neden içimiz hep bir Hoşçakal ülkesi... |
Kutlarım sizi yürekten. Yüreğinize gönlünüze sağlık.
Selamlar sevgiler.