başkan.. üşüme sen
Sivaslıydı…
Haddi değildi lakin sevdalıydı Ümmete devlete bize herkese… Kırılmasın diye hiçbir gönül Yanmasın diye hiçbir can Esmesin diye eylüllerde fırtınalar Ve şubatlar tanklar namlular millete çevrilemesin diye yaşadı Sivaslıydı Ve böyle yaşamak kimin haddiydi… Karanlıkları en çok tadanlardandı… Zor zamanları yaşadı Üşüdü… En çok o üşüdü… Hiçbir koltukta ve makamda ısınamayacak kadar geçimsizdi ve soğuğa koşarak yaşadı hücreler tabutluklar yetmedi ona ve bir dağ bir ayaz kan ihanet zulüm kar ve beyaz hiç bu kadar acıtmadı içimizi hiç ajanslara böyle yaşlı gözlerle bakmadık hiç almamak için çırpınmadık kara haberi ve çok söyledik.. ‘şehittir inşallah, bize bağışlasın Allah.’ Başkandı… Umuttu..heyecandı… Rakamlarla arası hiç iyi olmadı Barajlar hiç ona yaramadı… Ve o hiç Allahtan gayrısına yanaşmadı razı olmadı. Ve bir mart Bir helikopter Birkaç dava arkadaşı Bir muhabir Birkaç telefon Bir çanta Güzelim anadolusu için Yüreğinde büyüttüğü hayalleri Türkistan için duaları, kıyamı O ihsanı hep rabbinden istedi Adı muhsindi ve hep öyle yaşadı Bir davaya baş koydu Ve davasını helal tamamladı Mart fırtınaları dondururken damarda durmayan kanını Sözü…sesi…ve hep bizden oluşu…bizden kalışı…bizce duruşu… Sen ey Muhsin başkan! Gittin ya! Bir yanımızı dağda dondurdun! Bir yanımızı yaktın Çünkü sen Alperendin. Alperen umut demektir… Cihat demektir… Kıyam demektir… En karanlık zindanlarda dahi birlik demektir Türkistan demektir Yeseviden aldığı kadar Alparslan dan da Alpliği alan demektir. Ve hilalin bağrında biten gülü Karlı dağlarda akacak kanla sulamaktır… İman ettik ki şehitsin! O yüzden Üşüyoruz lakin şehadetin ısıtıyor yüreklerimizi Damarlarımızdaki kan o geceki ayazın inadına açacak tüm kanallarını türkistanın Ve sen ey Muhsin başkan Yaşayacaksın… Çünkü bizler yine yeniden ve hep Alp likle fethedeceğimiz gönülleri erliğimizle erenliğimizle inşa edeceğiz yeniden! Sana selam olsun şehit! Sana kutlu olsun bu soğuk! Ve üşüme! Biz üşüyoruz her mart senin yerine Hasretle…rahmetle… |