Yağmuru bekliyordu adam. İt gibi soluyan gecede gülüyordu kendi kendine Kürdan kadar hergeleydi elinde şemsiyesi incecik gömleği ile Sarkardı omzundan kız kulesi on altısını tozuyan genç gibi. Geriye taradığı saçlarından öğrenirdi rüzgarla dalga geçmeyi. Paket yapmıştı orta yerinden denize karşı uçarı yüreğini.
Yağmurun ise yüksek topukları sıkışmıştı kırık kaldırım taşlarına Önünde giderdi hayatı bozar yeniden tarardı saçlarını. Küfür ederdi kornaya basan şoförlerin cem-i cümlesine randevusuna geç kalmıştı yine. Pekiyi aldığı ilk ders gibi Sonrayı boşaltıp önceyi yükledikçe...
Yağmur eller ile fırtına bedenler öpüştükçe kirpikleri yelken elleri gemi artığı olurdu Parçalanırdı cam sayfalarca koşarken.
İki çelişki kadar uzak değildiler aslında onursuz sessizliğin baş köşesinde Oyun bilmeyeni parmakla oynatırdı parmakla gelenler. Arap kızı karanlıkta ışıldardı kardan adam hep düşperest çapkındı. Batarken gecenin koynunda güneşin ışıkları. Hancı ısınır yolcu üşür misali yorulmadan kulaç attıkça soru işaretleri...
Bulanık bir kentin bulanık sokaklarından geçtiler Buğulandıkça aynanın yüzü Gönül dargınlarına vefa kırgınlarına eski bir hatıraydı Soluk bir kış manzarasında gülümseyişin hüznü. Gönendikçe yanlışları düz çizgide daireydi bazen aşk Dünü bugüne bugünü yarına bağladıkça şiirler Ensesinden vurulmuş bir hayata ısmarlandıkça düşler...!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YAĞMUR ve KAR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAĞMUR ve KAR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kışın derinliklerinde anlarız bazen içimizde dayanılmaz bir yaz olduğunu. Kar kış boran ve yağmurlar. Buz tutan yüreklerde tükenmese de yalan. Bütün cümlelerden bertaraf edilmek geriye kalan.
Ellerle örülen sevda yumağından toplar
Kalplere dokunan tahtında bahtiyar olur. Esenlikler dileklerimle...