eğilen ağaçlar
taşlaşanlar avuçlarından ağır
kendinden soyunan yeri arıyorlar görünür oluyor vicdanı beyazı giyinen gecenin birikmeyip akabilen ne berrak günahlı bir çağrı ıslığını çalan tüm gelincik kırmızılar buket olmuş anız sarılar kavuşan caddeler kıvrılıp isimler bükümleniyor gün ahı kadın doğuyor yıldızından dileğiyle dokunamıyor söyleyemiyorsun bir damla külün izine bıraktığı fısıltıyı kör eden ışıklar geçidi o uzağın her şeyin sonu var yakıla yana sonsuzluğuna koşan kaç sınır öteden gelmişti umut gözleri yara melekler ölümlü şeytan da dert akşamlı gölgelerden uzun tavaf ediyorlar benliklerine kefen bürünüp eteğine kokusuna yüz sürüp niye dürüst değildi toprak söyleseydi anneniz babanız bir |