Milyonlarca şeyİçimde içimin yalnız sokaklarını turluyorum duvarlara yazılıdır bazen kader kederimden ölemeyeceğim elbet Ben de biliyorum bunu ama umut işte. Kavganın orta yerinde olsam dağılmış çehrem patlamış şakağım kırılmış parmaklarım ile mutlu olurdum . Belki yanmazdı canım böyle. Kim bilebilir di İsabel,Henna,Amelia,Sofia,Leyl,Züleyha ve daha yüzlerce sana verdiğim adlar neyi değiştirecek sanki. Tutmuyor işte ellerim tırnaklarımı etime geçirdim öylece kırılmış dizlerim ayak parmak uçlarıma değin sızı. Şehrin orta yerinde öylece yağmurda ahmak ıslatan değil Aslında basbayağı bir ahmağım biliyorum ya Neyse işte bardaktan boşanırcasına yağmur da . Islana ıslana Üç kere sağa üç kere sola eyvah ellerim Üç kere sağa üç kere sola eyvah dizlerim üç kere sağa üç kere sola eyvah ayaklarım... Nasıl çıkarsan çık işin içinden yüreğim nasıl avunursan avun aklım nasıl özlersen özle tenim şimdi öyle bitkinim öyle kırgın öyle yenik içimde bir dağ yerle yeksan yenik ve küskün. Siz gelincikleri yine de sevin matmazel. Bence siz kokacak öylece kentler siz gibi gülecek çocuklar. Sonra dediğinizi duyar gibiyim sonrası hiç işte kocaman bir hiç. Boşluğuma bir şehri ve milyonlarca şeyi daha dolduracağım belki yeriniz dolar diye... |
gelincikler bırakırdım rüyalarınıza
( aldandım çokça ve aldatmıştım belki biraz )
hem çocuk, hem ihtiyardı yaşım...
ama bilin ki;
ağlıyorum ben de
o kuyunun başında
hala
sizin gibi...
demiştim bir kez...