ÖLÜMSÜZ AŞKLAR (20)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte. Özdemir ASAF
"Hastayım, sana..." der demez gözlerim parladı, derhal sözünü kestim, "Bana mı dedin?" dedim sevinçle, "Evet, karşımda sen varsın, sana dedim, neden şaşırdın ki?’’ dedi, "Çok şükür, yarabbi şükür, bu günleri de gördüm ya, ölsem de gam yemem artık. Ben de, ben de hastayım sana. Hem de o kadar çok hastayım ki, yoğun bakıma girdiğimden beridir sayende çıkamıyorum. Bir daha, hadi bir daha söyle!" dedim. Önce tatlı tatlı kahkaha attı. Sonra da çığlığı bastı, "Ayyyy, ayyyy olamaz ya!" dedi. "Oldu bile, hem de sen söyledin." dedim. "Hastasın cidden. Nerenden anlıyorsun lafı?" dedi. "İyileştim sayende, hadi bir daha at da kulaklarımın pası silinsin. Sonra da o büyülü sözleri tekrarla." dedim. Bir daha attı, o attıkça kahkahasını içime doldurdum. "Deli olma ayol, hastayım sana derken..." dedi. "Eeee dedim, sonra, sonra?" "Sonrası, rica etsem ilaç almak için eczaneye gider misin?" diyecektim. Olsun dedim mırıldanarak. Hastayım sana dedin ya. "Ne oldu? Ne söylenip duruyorsun kendi kendine?" dedi. "Hiççç dedim, hiççç..." "Ne hiçiymiş bu? Çıkar bakayım ağzındaki şu baklayı." dedi. "Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Sen keşke hep hasta olsaydın, ben yüz bin kere giderdim." Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 09 Şubat 2018, Isparta |