AKSAKAL
Gönlüm acıyor, yanıyor buralar
Gönlüm acıyor, eriyor buzullar Gönlüm acıyor, yırtılıyor gece Kan kusuyor yıldızlar Bir gidiş koca bir ütopyayı yerle bir etti. Gark oldu, ziyan oldu anılar Bir ihtimal vardı, tutunamadım. Hazin kaldı bahçesinde çiçeklerim Tek bir gözyaşı damlasına hükümsüz kalıyor hayat Bir yerlerde sevda ağlıyor, akıyor aşk yaşı... Bir tren geçiyor uzaktan Rayları uzayıp gidiyor turuncu gökyüzüne doğru Bir vagon, tek valiz, kırık bir kalp İşte bu kadardı hayatın özeti Gönlüm acıyor Bu ütopyada yerle bir oldu Bu dağlar da can sıkıyor artık, İnatla ufku kapatmak ister gibi. Bu okyanuslar çok saçma, o mavi batıyor ruhuma Bu kadar gamla dolmamalıydı, bir ömrün seyir defteri... Ben büyük hayaller hiç kurmadım ki. Gönlüm acıyor... Belki Belki herkes gibi baksaydım yaşamaya, Sonucu böyle olmazdı hikayemi... Ah be aksakal Senin yaşın ihtiyar Benim ruhum çoktan ölmüş... Ne yerliyim bu evrende, ne de yersizim Bu dünyada bir ben vardı Belki ben bile bunun farkında değildim Ah be aksakal Bu göçler çok yoruyor ruhumu... Oysa ben yerleşik bir hayata hasrettim Bu vagonlar sessiz, Valiz hafif, Kalp hep kırık... Tırnaklarım kanıyor aksakal Tırnaklarım kanıyor Bu kadar gam çok geldi hayatımın seyir defterine. Cinsel bir çiftleşmedir acı ve hayat. Acının döllleri sarınca hayatı, Doğuruyor hep hüzünleri... Çok fazla aksakal!!! Bu kadarı çok fazla... Aksal vur şu hüznü şakaklarından Öldür bu yavruları istemiyorum, Çok büyümüşler aldıramıyorum onları. Ben gidiyorum aksakal Bir ölünün iç çekişlerinde gizli bu dünya Ben sevmedim hayatı Turuncu gökyüzü diyorum aksakal Turuncu gökyüzü Güneşin battığı değil, doğduğu zaman, Ben ölmek isterim o an. Çünkü bu benim için son değil aksakal, Bu benim için yeniden doğuş. Ey bu hayatın ağır yükleri Ey bu hayatın ikinci yüzleri Oysa bu hayat bile ölüme gebeydi... Kanıyor tırnaklarım aksakal Acıyor gönlüm Üşüyorum aksakal Çok üşüyorum Bu toprak, bu güneşten daha mı sıcak...? Tuğba Topal |