ALACA AKŞAMLAR
alaca akşamlarda
gün batarken ufukta bir başka ben olurum dalarım dipsiz derinlere içimdeki denizde gelgitlere mahkum ömürde gecenin sesini dinlerken karanlığın sessizliğinde yarım ağız gülümseyen ay yüzlü bir çocuk doğar geceye hüzün sarmalında gün gelirken geceye yorgun adımlarla maziye uzanırım boylu boyunca gece karanlığını bir yorgan gibi örter üzerime hüznü saklıyor olsa da gece aksisedamdan müteessir olurum gecenin rengi hüküm sürerken suskun bakışlarımda bir mum gibi erirken biteviye içim kan ağlar hüzzam bir şarkı eşlik eder hüznüme demlerim hüznümü kan çanağı gözlerimde apansız çocukluğum gelir aklıma gülümseyen dudağımın kıyılarında elimden aniden kaçırdığım uçan balonlarımı düşlerim bir bir hevesim kalsa da kursağımda küsmem küsemem gökyüzüne yine de seyrederim ay’la yıldızı her gece ansızın bir efkar basar yüreğime her bağ bozumu vakti sonbahar çığırtkanlığında gecede melül olur bir hercai menekşe kuşlar uçmaz olur bülbüller ötmez uykum kaçar seni düşününce darmadağın olur kahrolurum gönlümün sahilinde dolaşırken gece gece aklıma düşer esrik düşler dalgalı denizde bir sandala biner açılır gider deli divane sular çarptıkça yüzüme yüzüme mest olurum ruhumun dalgalarından bu keşmekeş hayatta yaşamın kekremsi tadında yüreğimin pervazına tutunan kanadı kırık da olsa her dem bir kuş olur sol yanımda uçmayı düşleyen sahi nedir bunca telaş dışım sessizlik içim çığlık bir tuhaflık var gecede büyüdükçe küçülen dünyamda her mevsim yaprak dökerken ömrüm çiçek bahçesi yüreğimde günbegün biraz daha eskirim eskidikçe de sorarım kendime meçhule giden yolda gittikçe geceler mi uzadı günlerimiz mi kısaldı diye avuturum geceyi ve kendimi yarının umuduyla fecrin ayak sesleri ha geldi ha gelecek diye alaca akşamlarda ruhum divane bir göçebe güneşe hasret ay mavi düşleri griye boyayan gece gökte bir sürü ipsiz uçurtma gecede at koşturan hüzün hüznün yamacında çatık kaşlı benzi hazan sarısı bir güz AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 07.09.2016 |