Sekseniki Yılının Sonbahar ve Kışı
Sekseniki yılının sonbahar ve kışı
Dört arkadaş dört güzel coşku dolu yürek Erdem, Halil, İlhan, ben Polis Emeklisi Abbas Muhittin’in evinde Bursa’da okumaya çalışıyorduk o devirde... Tavana çaktığımız kağıtların arasında Tıkır tıkır fındık fareleri dolaşsada, huzurluyduk alabildiğine Belki gelirimiz azdı Evimiz iki oda iki gözdü... Hayatımın ilk menemenini orada yaptım Tek başıma ilk hamama orada gittim, güzel yıllardı Gençtik, mutluyduk yine şimdiki gibi Memleket anarşiden yeni yeni kurtulmuştu... Orada sıkıntı çektik, orada kaynaştık Orada Bursa’nın nemine soğuğuna alıştık Bazen Çekirge’de, bazen Altıparmak’da avare avare dolaştık... Sınıf geçmek mi? Boşveer dedik az çalıştık Kader buluşturdu bizi aynı ortamda Herkes evinden ayrı Herkesin derdi okuyup adam olmak gayrı... Uzuun sohbetler ettik soğuk kış gecelerinde Bazen çay demledik Bazen votka, bazen konyak içtik Fikirlerimizi çarpıştırdık Kaç kere memleketi kurtardık, sayısını unuttum... Kızlara bulaşıkları yıkattık bazen Hiç ikiletmedi sağolsun bacılar. Kimini geçici bir heves ile, kimini yar diye sevdik... O sene bir metre kar yağmıştı, hem de şehir merkezine Coşkuluyduk, sevdalıydık, diriydik Adam gibi adamlardan O zamanda memlekete sevdalı insanlardan biriydik... AHMET ZEYTİNCİ |
Kalemin susmasın
__________________________Selamlar