SİNEKZEDE
Bir acı duyunca ense kökümde,
Rüyadır herhalde dedim ilk önce. Şöyle bir hafiften şamar atınca, Tiz bir ses,” Uyku yok!” dedi bu gece. Kalkınca yataktan birden hışımla, Karşılaştım o an, küçük hasımla. Git dedim, rahatsız etme sen beni. Yoksa bak kırarım, ince belini. Çok korkuttum deyip yattım yatağa. Başlamıştım henüz tatlı uykuya; Beni Nemrut sanan vicdansız sinek, Girmeye çalıştı bir de burnuma. Affetmem bu defa, sonun geldi bak! Uyardım seni ben, sipsivri alçak. Diye koştururken gece yarısı, Olmuştu sanki de eşek arısı. Bir sağa bir sola koşturdum durdum. Elimi birkaç kez duvara vurdum. Bu defa öldürdüm diye bakınca, Boş duvarı görüp yine kudurdum. Aradım, taradım her bir tarafı. Pusuda kolaçan ettim etrafı. Sesi çıkmayınca uzun bir müddet, Tamam dedim, işi bitti nihayet. Bir süre öylece sesi dinledim. Erken sevinmişim hemen anladım. Çok geçmeden ordu kurup döndüler. Hep birden saldırıp beni yendiler. Sabah olup etraf aydınlanınca, Kendimle baş başa yalnız kalınca, Gözlerim duvarda mağlup gezerken, Şişmiş sinekleri gördüm kanımla. Bu kez sıra bende deyip doğruldum. Gözünün üstüne üstüne vurdum. Geceleri bana zehir edenden, Şükür, geç de olsa ben de kurtuldum. |
sevdim bu kalemi....
selamlar....