senin kim olduğuna dair
Sen benim müzmin yanımsın
Sen bazen güntülüm Gözlerimi ovuşturmayla geçmeyen Mahmurluğum gibi bir şey Kalmalara sabitlenmiş durağan su birikintileri nasıl kokarsa yosun yanımdasın ve yoksun Hoyrat bir fırtına ortasında dalgalara yenilen direk cundası gibi düşlerimden kopuyorsun Bayram sevincim feza yolculuğunda Tenime yapışmış memleket kokulu mintan Yerçekimsiz bölgemde kum tanesi çehren kozmonot tebessümü çehrem Sen benim yarım,yaram Yarama bastığım tuz ki her nekahet arefesinde kabuklarını teker teker yolduğum Sen benim fusul-ü erbaam Oniki ayım , en çok da nevruz Sen benim hoyrat yanımsın Fikrimde muvakkat cinnet beynimi ırgalayan aritmik balyoz Sen benim gurbet yanımsın memleketim kadar uzak hasretim kadar yakın penceremde buğum demli çayım farazi yolculuğum bulutlar ülkesine Ah benim step sarım belirsiz bir tebessümünde irislerine sığarım olanca kasvetimle Sen benim sürgün yanımsın kristal kafesim müphemine hapsolduğum su altında tuttuğum nefesim Sen benim bıçkın yanımsın müstehzi kahkaham, çılgınlığıma olağan sınır parçalı bulutlu hava saham tarassut kulemin kontrolu sana emanet edilmiş sır say ki tüm uçuş izinlerim gözlerinden alınır Sen benim mavi yanımsın göç hazırlığım meydan okuyuşum hiç yere uçurtmam ugultusuz seferler düzenlerken kış mevsimine Sen benim firak yanımsın yanıbaşım seçeneksiz zaafım Sen benim müzmin yarımsın antik perişanlığım gün sonu yorgunluğum beher huzurum Sen benim hırçın yanımsın kavgam, ters bakışlarım,öfkem el çabukluğum göz alışkanlığım ben ziyadesiyle katıyım Sen akışkanlığım Sen benim keskin parçamsın egomu delen çuvaldız gözümü yumduğumda parlayan yıldız Sen benim yersiz hıçkırıklarım Sen benim suskun yanımsın Hala anlamadın mı bende neden bu Akabe çığlıklar Sende neden bu bakışlar ve yakamoz.. Biraz susalım Ruhlarımız barışsın sükunet meydanında Say ki dört mevsimlik susuyoruz Farzımuhal |