Halim-revize
Mehtapsız gecelerin, karanlık yollarında
Münzevi bir yolcuyum, gölgem bile belirsiz. Mülteciyim, sükûtun kasvetli kollarında, Mahzun bülbüle döndüm, ağlarım sesiz sessiz. Perişan mecnun gibi, dolaşırken bikarar, Prangalar vurulmuş, vuslatım ferman arar, Poyraz esen bağımda, buz keserken soğuklar, Pervane yüreğimi, sevdanın narı yakar. Efil efil bir rüzgâr, usul usul yağan kar, Esirgenmiş muştular, evham yüklü bulutlar, Efsunlu bakışlardan yetim kalmış umutlar, Efkârlı ruh halime, acıyarak bakarlar. Hayıflanıp dursam da, ne yar bilir, ne ağyar. Hali pür melalimden, ancak sevenler anlar. Hüzün yağmurlarından bana kalan damlalar, Hacizli sevdalarla, el konulmuş hülyalar. Tahayyülü imkânsız, darmadağın ruh halim, Tabirinden korktuğum, rüyalarla hemhâlim. Tükenirken an be an, her nefeste mecalim, Talihimin nesi var, niçin bu kadar zalim? Ab-ı hayat kaynağım, ahu gözler nerede? Ah! O gözler değil mi, düşüren beni derde? Aşkın peşinde koşup, saadeti umarken, Aczin elinde esir, olmak varmış kaderde. |