Yoksa, boş ver... Anlatma!..
Ben istesem bile veremezmişsin,
“Verme! ...” Ben bir kez istedim başka dilenmem “Umut” dediğin öylesine alıp verilen bir şey değil zaten “Secde ettim” belki ama “gayrı eğilmem! ..” *** Gülümsemenden bile ümitlenirdim ben biliyor musun? “Gülme! ...” Ben bir kez kayboldum tebessümünde Oysa zoraki gülüşleri hissederim ben Bilirim her gülüş “ayrılığın neresinde? ” *** Sen hiç benim olmadın ya, olamadın “Olma! ...” En azından “OLMAK İSTİYORUM! ..” diyebilirdin Hayatımın en özel, en güzel hediyesi olurdu bu sözün Demek ki yoktu! .. “Bir umut” olsaydı söyleyebilirdin! .. *** Seni “sana bırakıyorum” artık! .. Yoruldum, ya da “hırpaladın” “Yorma! ...” Yarına taşıyacak bir ümidim kalmadı “Seni sevmekten” vazgeçecek kadar sıradan değil sevgim Fakat seni paylaşmaya(!) tahammülüm kalmadı *** Anlayamadım ki! .. Nedir gözlerinde ki? Aşk mı? Merhamet mi? “Acıma! ..” Beni seviyorsan, ya da “her nasıl seviyorsan” işte, fark etmez Geleceğinde, umutlarında yoksam, uyandır beni! .. Bana bir iyilikte bulun De ki; “SONUNDA VUSLAT YOK BU YOLUN! ..” *** “Varım” de! .. Veya “Yokum! ..” Kararsızlıktan kurtul, çık karanlıktan “Saklanma! ..” Kabul etmesini bilmiyorsan, “yol etmesini” bilmelisin! .. Daha büyük bir acı mı var “Kararsızlığın” cenderesinden,! .. Madem ben durmadan yazıyorum seni, sen silgi olup silmelisin! .. *** Gayrı düşmem üstüne, gayrı “sıkboğaz” etmem, bunaltmam seni, “Rahatla! ..” Komplekslerim yok, ben alıngan değilim! .. Sen anlamadın bir türlü ya; “BEN SEVEN BİRİYİM! ..” “Akıl almaz” belki böyle bir sevgiyi, varsın almasın! .. “BEN DELİYİM! ..” *** Her kurduğum cümleye sen “nokta koydun” susturdun, sustun “Susma! ...” YA DA BOŞVER, SUS! .. Artık sormayacağım nasılsa! .. Seni sana bıraktım! .. Yüreğinde “bana ait bir şey varsa” verirsin zaten Yoksa da “canın sağ olsun! ..” Galiba “alıştım” *** Sen en büyük servetimsin benim.. Nedeni ne olursa olsun “Sorma! ...” Seni sana cevaplayamam, seni sana anlatamam Senden gidemem, sensiz yaşayamam, Ne var ki; Senin “el” olmana alışamadım, alışamam! .. *** “Bilmiyor muydun? ” deme! . Bilmek başka, sindirmek başka “Bakma! ...” Bakma öyle şaşkın şaşkın! .. Senin üstüne düşen gölgeden, Hatta sana “nazar eden” gözlerden bile muzdaribim ben! .. Hem de neyi beklediğimi, niye beklediğimi Ve… Ne kadar bekleyeceğimi bilmeden! .... *** Seni unutmayı unuttum! .. Sen ciğerime yapışmış köz gibisin “Yakma! ...” Yaktığın yerlerin iyileşme şansı bile yok! .. Benim de bu yaralarla yaşama şansım yok! .. Sen “geleceğim” demeden, böyle bir muradım da yok! .. *** Ben seni nefes aldığım sürece seveceğim, hani olur da unutursun “Unutma! ....” Aradığında en yakınında olacağım, çaldığında kapıyı açacağım Ama bana “bir parça umudu” neden çok gördüğünü Hiç ama hiç anlayamayacağım! .... *** Aslında “vereceğin umudun” gerçekte “yalan” olacağını düşünüyorsan Boşver o zaman, “Anlatma! .. |