ölü sabahlarben bunu kalemle yazmadım ben bunu klavye ilede yazmadım ben bunu yirmiyedi yıllık pıhtılaşmış kanla yazdım... boğazımda düğümlenen bir kıyamet nasıl anlatsam.. işte kağıt! işte kalem! bir davetiye yazıyorum ölüm kardeşe gelir mi... sabaha karşı gelsin ezandan sonra camın buğusu artınca gelsin kaskatı kesilsin bedenim ortasında odamın... lanetli bir baykuş şarkılar söylesin cenazemde bir yılan kıvrılarak gelsin almaya borçlarını... ölüm! ey ölüm! bir limansın ve bir ada sana iman etmeyen ve özlemeyen seni bir daldır sadece kırılır elbet dal... sarkar ölü sabahlara... ... |