Uçmayı Unutturan Yaralı Bir Kuştur Gurbet
Güneşin doğmaya korktuğu koyu bir karanlıktır
Çiçek açmaz bahçesinde, ot bitmez, fiat biçsen para etmez Çehresinde yara izleri, bakmaya korkar insanın gözleri Gideni çok, döneni yok, soğuk eser rüzgarı Tanımaz baharı, yazı, hüzün kokar nefesi Kışa benzer mah cemali, yüreği buzdan bir parça Silahsız bir savaş, bir hasretlik kavgasıdır gurbet Ömre zarar yedi kollu bir canavar... Elinde eski bir valiz, gözünde yaş çıkarsın yola Bir eşya gibi koyarlar seni trene, ağır gelir yükün sevene Tren kalkmaz, rüzgar itse de güç yetmez Gurbetin çilesi büyük, tortusu çok, yüzü karanlık mı karanlık İçinde keder, içinde hasretlik, içinde aşk...Nasıl kalksın tren?.. Sonu görünmeyen, uzayıp giden bir yoldur Her istasyonda birkaç sen eksiltir senden Ayağın hangi şehrin göbeğine basacak Kolun, bacağın hangi kaldırıma taş olacak Aklın başından gidecek mi, baş boynunu terk edecek mi Bilemezsin, bir muammadır o çözemezsin... Bir kolun ceketinde, diğer kolun yer çekimine endeksli Tek ayak, tek bacak, ellerin koparılmış bileğinden Kanayan yüreğinde dram, hangi elinle tutacaksın hicranı Ellerin alınmış senden, çaresizsin kanıyor yaran... Buğdayken un olmuşsun dönen dişliler arasında Parça parça bir sen daha çıkmış arta kalan senden Hayat toz-duman!.. Toplayabilirsen sokaklarda bıraktığın kollarını Bileklerinden koparılan ellerini ve kaldırımda bıraktığın başını Ve dizlerinden vazgeçen ayaklarını, sor kendine bu yıkımın sebebini Ve sor, ayakkabısı var mıydı kaldırımdaki yaralı ayağının? Ey yolcu! Olur da, bir gün azade olursan bu zalimin yurdundan Kaldırımda bıraktığın elini-kolunu, bacağını, omzunu İçi keder yüklü o eskimiş valizini Hatta aklını yitirmiş başını da almayı unutma yanına Belki bir sen daha yaratılır, gurbetin zehrine panzehir senden!.. Silinir koyu karanlıklar, aydınlanır gönül bahçen Ve güneşin doğduğu yere yeniden bakar gözlerin Ki orada gurbet yok, sevinç ekilmiş gül bahçelerine Aç kollarını kucaklasın gökyüzünü yüreğin Her yer gülistan ve sen yeniden insan!.. Rukiye Çelik/Ankara 15 Aralık 2017 |
Şiirin; yazılışı mükemmel, geçişler mükemmel, akışı mükemmel...