MANTIKSIZ SEVDİĞİM
Sana canimi verdim anliyamadin
Urganmış boynumda taşıdığın gerdanlık Sana hükümdarlığı getirdim anliyamadin sevdalar sulara karıştı akar oldu kanli kanli yuce dağlara Köpürüyor kalbimden zıpkınlanır umutlar birer birer gözlerin tunç gibi çöküyor hayatimin her yerinin bağlarına nehirler bilemicegin kadar hülyali akiyor bu aralar tüm vadiler her yaniyla senin yüzüne sevdana bakar diyer yanim ise münzevi hıckıran leyla kuşları gibi sen halen anlamadin bilemedin ki sevda denen yokuslari ve henüz yorulmadin devler yokuslarindan yıkılmaya terk edilen kimsesiz çaresiz evler gibi ve sen yaşarken ölmedin dunyada ve sen henüz yaralanmadin uçarken sevda göklerinden sahi hic bir oltaya takildinmi ta derinlerin derininde sen karalari baglamadan beni nerden anliya bileceksin ki O kalp sende oldukça gülüm, ağlayamazsın mutlu edemezsin bir yildiz gibi koyuyorum seni göklere her gecenin karanligindaki ışığı ruhumun icinden alacaksin aldanma sakin gözlerini süsleyen muhazam sahane ciceklere En güzel güllerini ruhumla alacaksın avuclarina... kopu verecek bu ince ipler yerinde her cizgisi oysaki yarali bir dev gibi ve hic anlamicaksin sevginin en hassını en degerlisini sen hala cözemedin ırmakların dertli dünyasini O, coşkun deryalarin berraklığını Sen bozuk bir çeşmeden doldurmuşsun pasli tasını Gözyaşı çukuruna gömmüşsün deltasını bir tokat gibi inmeliydi aşk yüzüne kahrolasi kalbine civilerle gömülmeliydi sevda denen illet görmedin sen bir aslanın can cekişmelerini darman duman halini yanlizlik şiirlerinde okunmadi ismin Bir boş sayfa yaprağinda yanmadı bakışların birer birer dökülen tüylerine tutuna bildimi yavru kuşların karanlik sokaklarda aglaya aglaya gülmedin sen ve sen henüz kovuldugun kalpten ölmedin sanırım bir kuş gibi cırpınan yüreğimin kafesinde kala kalmışim Bir avuç yem bıraksan ölür müsün, a gülüm Feryadı kayaları dagliyan sesime Ömür boyu yabancımi kalicaksin a gülüm ve bir zindanin küflü beton duvarlarina çarpmadi gözyasıyla boğulan gözlerini |
Kutlarim...
...................... selamlar.