umut ışığı..."tütselenmiş günlerin anısına inat " bir mum gibi erirken hapsedilen onlarca duygunun kuru ağırlığında bi yaşam bir kodeşlik nefes acılamayan kırık pencere ve düşen onca can kırıklığımda ufaktan hep ufakca düşerken ansızın arkamda kalan kayıp seherin anahtarını gizlerken zaman tarifsiz yollarda gezerken ceşet kalmış mutluluklar kimi anılarında doğmus kimi yüreklerde ölmüs görüyorum ,görüyorum , kalmak yanan lambada titrek alev susuyorum susuyorum ,benliğimi hırpalayan gerceklik kırbaç yarası gibi en derinden hatta hafif olamayan yaralar ve bereler icim acının diğer adı susdukca büyüyen konuşdukca yağmur gibi akan bir nehir tutki , ölüm daha kolay kaybedikce canlanan hazır bir kitabe gibi anladıkca kabaran bir delilik kaybolmak bu denizin kat ve kat yorganlığında vurgun yemiş dalgaların arasında bir kulaç daha atamamak viçdanlık denen hazır bir lokma simdi her yerde satılıp her yere düşebilen bir gece gibi ruhunun gölgesinde nefes alabilen icinde tam ortasında bir nefeslik dar kalamayan söndürün, ışıkları sönsün gizi sadece mum alevinde yansın günleri yavaşca hep yavaçca iç içe içinden kaplasın bir sızı gibi acımadan ve erimeden yedi rengi bölerek yedi güne kör kızılıkları özgürlüğe kırılmışlığı kar gününde sade ve sadece saflık kalsın "umut ışığım" ... |
saflık kalsın
"umut ışığım"
...
Duyguların aktarımı harika.
Nice paylaşımlara.Kaleminiz var olsun