Anekdot
Bir flaş patlar gözlerimizin önünde
Buz gibi bir maviye keser gibi olur Ağzımızda tebessümler asılı kalır Sonsuzluğun ipinde bir mandal gibi tutar bizi Geçmiş Koca bedeniyle besler durmaksızın Bir anne Bir anne karnının karanlığında Yürür gibiyiz küçücüktu ayaklarımiz Dışarıda ters dönmüş bir bardak gibi durur sisten bulutlar Dökülen yapraklar Ve turuncu elbiseleriyle lambalar Bir bakmışsın upuzun bir anekdot gibi düşmüşüz Yıllar boyunca uzanan kıyıları İşte yine ğöğerdi bembeyaz bir nokta gibi Sabah Aç bir çocuğu besler gibi besledi onca yıllık bizi Kendi kendimizi hep yoktan oyduk Yoktan oyduk sözde Oturduk deltamiza ayaklarimizla Yürüdük kendi başımızın üstüne Büyüdük büyüdük büyüdük Göğe kıvranarak yükselen dumanlar gibi |