Kırk Yıl Geçmiş
Aynı yöne göz diker, aynı yöne koşardık,
Geriye baktığımda kırk yıl geçmiş aradan. Türkülerde gamlanır, mehter ile coşardık. Meydana çıktığımda kırk yıl geçmiş aradan. Huzurunda diz çöküp, Hakk’a açtık elleri, Bir rehavet kapladı, suskun duran dilleri, Birlikte göğüsledik yaban esen yelleri, Heceye döktüğümde kırk yıl geçmiş aradan. Kırk senelik bir dostluk nasip olmaz her kula, Türlü engebeler var serilmiş boy boy yola Yürek matem tutmasın gülüp geçerim hale, Mumları yaktığımda kırk yıl geçmiş aradan. Himmet umarak değil iman ederek koştuk, Çoğu zaman dostlardan çelme yiyerek düştük, Ne gocunduk o güne, ne de sonuca şaştık, Zamana aktığımda kırk yıl geçmiş aradan. Yine de her bakışta dümdüz yol görüyorum, Hiçbir şeyi takmadan menzile yürüyorum, Bir kozanın içinde ağımı örüyorum. Kabuğu söktüğümde kırk yıl geçmiş aradan. |