HAYAT İZLERİM
Kaç zaman oldu, kalem elime almayalı?
Kaç vardiya döndü ümitlerim? Sonra bir gece durdum, öyle böyle durmak değil, yazdım da yazdım.. Heveslerim geçinceye kadar nefsimi, umutlarım yitene dek ömrümü, aldım da vurdum.. Şimdi bir çiçek açacaksa eğer, gülecekse nevbahar ortasında arkamızdan yedi gün güvercinleri.. Nefesimizi tutmak pahasına can atışları dünyamızın, bize bir yâr getirecek mi? Hala uzağız yarım kalan ölümlerine hayatın, bir başkasıydık yanındayken ağyarın, taklit sevinçlerinde.. Uçurtmaları yüksek tepelerden, umutları yalnız uçurumlardan ve boynu bükük sevdayı ağlatırken, kalbimden ruhuma akıtan o silleli yaşları.. Toparlamak için birkaç ömür daha, kandırmak gökyüzünü doğum günlerinde, asılmış bir bakire gibi envai gerdeklerde, İçağrında buruk bir telaş ve yanmak korkusu.. Lâkin biz kalemleri eskitmedik, sayfaları tüketmedik, insanlar eklendi yükümüze.. Sonra bakıp umarsızca kendimize, sözler ve sırlar verdik.. Sabitlendi karar, atıldı mancınıklar, bir dünya biterken gözlerimde, yenisi başlar.. Ve eksildikçe kalemimden hurufat-ı ekber gibi, demir uçlu sinkaflı laflar.. onlar seni ezbere bilir, bunlar benim hayallerim, gölgesi dağlara yansıyan çivi kadar bir devim, boşalır seller içinde mahzun evim; Bekleyin sabır taşları, bekle beni mağrur adam! İçinde yırtık sayfalar, ortasında leş kalabalık, karanlık kapak ve sonunda hayat izlerim... |