BİR GÜLÜŞE SATARIM BEN BU ŞİİRİ
Gölgemden arda kalan
Bir gıdım toz bulutu; Kansız ölümlerde saklı madem Hüzün buharı Gel de tetikleyelim bu aşkı. Konalım da kenarına çapulcu bir imgenin Soytarı gülüşlerini evrenin Seyredelim Doya doya. Dolu düşlerinde şakayık iklimlerinin Bir de Kasım’a yaraşan bir hüznü kundaklayalım Şair dilinde: Hele ki edindiğimiz o rütbede Kerametler sunalım sakilce Kehanetlerin de izini sürelim Derinden ve usulca. Mimlendiğim değil de Mimiklerimden derlediğim bir gülüş: Bazen gözyaşı Bazen fıtratı yine mevsimin: Bol dökümlü eteği Şehir eşkıyalarının: Hani olur da basar tetiğe Bilinmedik bir imge Biz de vuruluruz tan vakti. Zevkle bazense denk düşüp eleme; Kalburüstü sevdaları gölgeleyen Bir şarkı tadında Zanların değil de Şiirlerin konduğu yürek kanadında. Ah’ları yok ettiğimiz; Keşke’leri ötelediğimiz; Gönül gözünden bir rota derleyip de Yolumuzu el yordamı tayin ettiğimiz. Bir gülüşe satarım ben bu şiiri, En şirin telaffuzuyla hem de Saklı o özlem bulutlarının Hele ki yok mu o şiar? Hani bulutlara döktüğüm umutlar? Şanım da şerefim de adımdan önce; Ne şaibeliyim ne de kaçkın bir yörünge Sadece un ufak olmuş hayallerimi Diriltmekle mükellefim. Bazen bir şiire denk düştüğüm Bazen bir şarkıya konduğum Belalım sen bülbül Varsın ölümüne solayım Say ki; En pembesinden soytarı bir gül. Gülsem de ağlasam da Akla ziyan devran. Sevsem de savrulsam da Kime vereceğim ki ziyan? Derdest bir nizam; Soldan sağa saçılmış pervasız nice heyecan, Dolup da boşalttığım Belki de dolmasını tahayyül etmek adına Arıttığım şu şiir yüklü mekân. Hani olur da; Düşer başım önüme, Hani olur da; Düşer satırlar gözümden Tıpkı evrenin ikramı Hani yüreği koyduğum mezar. Unutuldum unutulalı Uyutulduğum onca zaman yetmedi mi? Sorulardan bitap Cevapları köstek bildiğim Bilinmeze bile vakıf Bilindiğe tebessüm ettiğim Dağınık bir zihin, Küredikçe alt bilinci İstifli nice duygu Yine birbirine zikredip Solun pervasızlığını Sır bildiğim. |
Çok Beğendim…
……………………………… Saygı ve Selamlar.