Dokuzu Kırk Geçe
Sen uykusuz kalk düş yarı aç yola
Aylardır gelmeyen adalet almasın seni duruşmaya Vaktinden önceydi gelişim tam da ona yirmi beş kala Gelmedin dediler dokuzu kırk geçe duruşmaya En başında sormuştum sekretere sıra kimde diye Cevabı vermeden söyledi sıranız gelince çağırıracağız diye Ben çağıracak diye beklerken Adımı çizmiş sekreter yok diye Gelmiş tanık müşteki olmadan Anlatmış yarım yamalak dürüstlüğe kafa yormadan Birde duruşmaya geldim diye Para talep etmiş sanıktan hem de hiç utanmadan Kararı vermiş hakim nedensizce Yedi bin küsür bedel biçmiş hakarete Adaletsizce nedenleri dinlemeyip Lütfedip ertelemiş hakim cezayı beş yıl suç işleme diye İtiraz ettim ben dinlenmedim diye Girdim başka duruşmanın ortasına dinlemediniz diye Hakim gerek yoktu zaten dinlemeye biz vermiştik kararı öncedende deyince O dakika kopacaktı fırtına ama sustum neyse diye Şimdi söyleyin adalet nerede Hakim etdirene sormamış suçlamış hakaret edene Kızdırıp tahrik eden suçsuz imiş yalnızca hakaret eden suçlu Şimdi edebimi bozup nasıl küfür etmeyim sizin adaletiniz bu mu diye Bir kez daha tanık oldum olmayan adalete Oysa hep kandırmışlar bizi adalet mülkün temeli diye Gördüm ki adalet denilen yalnızca kişinin isminde Oda sadece ismini taşıyanların dilinde Kimse adalet var demesin bundan sonra Şayet diyen olur ise var var diye Bende kızarım ona eşşekten düşünce anlarsın halimi diye Adalet denen unsur yok işte umarım anlaşılmış olur okunduktan sonra |