Yol/umdunyollar çıkmaz sokaktır uzun ve ince yola bir yol inince yollar yola ilhaktır gidilmeyince her şekil her biçimden bilinse yürek sızın “kanı donar kansızın” yollar geçer içinden ansızın yol üstünde inceden saçlarıma şiir yazıp durdular bir “üçüncü tekil” ile vurdular onlar zaten önceden vardılar yola taş döşenmeden sigarasız aç susuz çırılçıplak uykusuz beklerim üşenmeden kuşkusuz ar ettim yolu yoldan önce vardım ben senden önce gördüm ben var ettim yolu kördüm ben şiir içime akar alır dermanlarımı yakamazlar da ormanlarımı beni bir şiir yakar yazar fermanlarımı aşka giden yolumdun dağlar taşlar aştım ben tam sana ulaştım ben benden başka yol umdun şaştım ben yola düşsem acıksam heybemde ’laf-söz’ olsa heybem yansa köz olsa uzun bir yola çıksam bir çift ela göz olsa son sahne son gösterim: yunus gibi soğuk suda yusunlar beni yolun kıyısına koysunlar yol kıyısı kabrim olsun isterim d u y s u n l a r! |
sahnede ay, su ve yosunlar
yunus gibi soğuk suda yusunlar
yol kıyısı kabrim olsun isterim
yol bitti, bu son gösterim
sahnede ay, su ve yosunlar...
Çok iyiyidi yol/umdun şiiri...Yalın,sade bir dille harika ifadeler.
Sevgi ve saygılarımla...