Yalnızlar ŞehriI Soğuk bir gece de Ayrılığa serilmiş simsiyah bir çarşafın ortasında Ölüsü, Dirisinden kıymetli bir adam Uzanmış boylu boyunca Gözlerinde Sihirli kabri geçmişinin Ben bir yusuf’um diyor Uzun menzilli şiirlere aşikar Bir çocuk ağlıyor ellerinde Hayat denen sahneden iniyor Ve Öpüyor tanrıyı ağzından Inanmak , Esrarıdır diyor yaşamanın Doğruluyorum Ipim kayıyor avuçlarımın arasından Kalsaydın eğer Sana bir aşkı anlatacaktım Her anını hüzünlere sürükleyen Bilmediğim bir dilin aksanında Senin rengine dönmüş bir aksaklıkta yaşıyorum Boşver Kendini hiçliğin kıyısına vurmuş geçmişi Duymadığım duaların işvesinde yaşat beni II Sahte bir masalın Yorgun günlerinde küçük bir salıncak kurdum ikimize Dudaklarımda ıslak akşamları ömrümüzün Yorgunum Yoruldum sırtımda küflenmiş umutlar taşımaktan Oysa her sabah yokluğuna doğardı güneş Ve mevsim hep sonbahar olurdu Gelişini beklerdim , Sense hep uzaklarda dururdun Gelmezdin Bilirdim ama inatla hep beklerdim Firar etmişti ruhum bedenimden Kan içinde kalmış bir özlemdi bu Bizimse aşka hiç zamanımız yoktu Ve bundandı Şehirler hep yalnızlık doluydu |
Bulma arzusu olmadan da yaşamak aşkı
İnsan ölür
İnsan kaybolur
İnsan ihanet eder
İhanet edilir
Ama bilir
Rabbi dilemiştir
Tebrik ederim
Selam ve saygılarımla