Niçin Hep İnandıkNe zaman.. Hali ruhumun umutlarına bıraksam Derin bir nefes ve huzur için dağların ibretine kansam İçlenirim O an yüreğimin titrediğini hissederim Anlaşılmaz gaflet, zafiyet aklıma gelince hüzünlenirim Ne kadar Ve ne zamandan beri esaret içindeyim Her ne kadar aklım, iradem olsa da ilimsiz durumdayım Niçin hep İnandık, kandık ve sormaktan sakındık Neden güveni, samimiyeti muhakeme etmeden anladık Yalnızdık Sevginin, şefkatin kıtlığında yalpaladık Bu kadar mı masraflıydı niçin bu yetiden mahrum kaldık Asık surat Hiddet, şiddet, tehdit sahneleri yaşadık Oysa bizde en az hak edip yaşayanlar kadar muhtaçtık Ezile ezile Yaşamaya şartlandık, o an çaresiz kaldık En neşeli, sevinçli, emin ve güven içinde yaşamaya açtık Hep yutkunduk Boynu bükük umutlandık, garibanlardık Ancak böyle dağlara çıktık mı haykırmak için can atardık Garip... Bir hasrettir kendine çeker Sahranın suskun kitabı okundukça ibret zerk eder Korkuyu Dehşeti bana hiç sorma Ömürlük arkadaşım ve kabusum olmuştur aldırma Benim Nasıl yola çıkacağımı Böyle bir cesareti nasıl alacağım endişesini taşıma Kader İnsanın zafiyetine, zannına Hesapsız ve hadsiz kararlarına asla bir kılıf olamaz Taktir Hakkı bulunduğu her karar Kendi yazdığı kader kitabıdır, akıl, irade niye vardır Elbette ki Bilinç, tedbir, şartlar esastır Hissiyatına kapılarak yola çıkan her kim olsa zaaftır Taktir Hakkı kullanamadığı belalar Kazalardan muaftır, hak rızasını bilinçli aramak haktır Mustafa Cilasun |