Uykunun SessizliğiNefesim Akasya yapraklarına özsu taşıyan dalları gibi çırpınırken asi rüzgarlarda isyankar gece yarısı yaklaştıkça mehtap gamsız şafağa geçerken kızılım’sı yansırken mavi vahalar onun ıssızca uyuduğu karanlık tapınak su ve zambaklar içinde kayıp düşler resimler çizerken hala onula birlikteyim o benimle ve asla ayrılmadık ikimiz de bu dünyada tutukluyuz onun silüeti çok narin duruyor karanlığın gölgesinde hiçlik içinde yükselen harabe mermer sütun gibi düşlerim puslu soğuk renksiz duvarlar ve bize yıldızları yansıtıyor yosun bağlamış okyanus kıyısında balıkların huzursuz çırpınışı ölüm konçertosu gibi çınlarken güneşin sıcaklığında ıstırap çeken tuz kristalleri ışıldayan yakamozların mavi haykırışı gürlerken… asuman gözlüm mavimsi mezarında kal perili gemiler yelken acarken ufka doğru huzursuzca dalgalanan bulutlar altında kal anılarımın solmuş şafağında kızıl dudaklarının tuzunda eriyen düşlerim kanatlanıp düşünceye dek cennette kurtlar sofrasına buyur sert rüzgarlarda kalbin uğultusu bir fısıltıyla düşünce dek ağla mehtap kasvet altında yükselince yudumla mor şaraplar kuzu tadında geceleri ayaz eserken dökülsün gam yapraklarına yığılmış kutsal tapınaklar ve bir ışığın gölge boyunca ilerlediği gibi ve tel örgüler yanılsamayı mahvediyor rüya gören bir silüet elinde uçurtma yaralı göğsünde nabzı cılız cılız vuruyor titrek titrek göğsünü tutuyor gözleri açık kanadı kırık titreyen göçmen kuşları gibi tabakaların altında doğal cehennem savaştan sonra ortaya çıkan haykırış isyan başlar gri saçlarımda dalgalanan ey özgürlük ey asi rüzgarlarda savrulan son savaşım... Suskun// |