Onbeşinde bir kız salınışlarım
Yetmişinde bir nine varken içimde
Ah benim bu gel-git hallerim!
Rihteri düşük, etkisi büyük depremlerim!
Yağmurlar diyorum, ne çok yağıyor bu ara?
Ne çok ıslatıyor kimliğimizi!
Rüzgârın da hiç bitmiyor şarkıları…




Bir delikanlı edasıyla kafa tutuyor artık oğlum bana!
Ah benim dudakları gül bahçesi bebeğim
Karanfil kokuşlum, yüreğim!
Sevdiceğim…





Kedileri en çok seviyor
Bu köpek gibi sadık benliğim!




Niyesini sorgularken
Nasılında buluyorum hep nedensizliğimi niçinlerimin!
Fragmanlarını daha önceden izlemiş olduğum
Bir korku filmi hayat!
Yine de nerede ve nasıl öleceğimi kestiremiyorum
Heyhat!




Binsekizyüzlü yıllardan çıkıp gelen
Bir leydi bakıyor gözlerime
Dudak kıvırıyor ikibinli yılların bıçkın serserisi
Aynadan diğer ben’e!




Iğranarak akıyor göldeki suretim
Lavları yeryüzüne saçılan yüzyıllık yanardağın kızgın yüzüne!





Polonya’lı bir çocuk ellerini ovuşturuyor
Yırtık ceketinin içinde…
Bir adamın sakalları buz tutmuş Moskova’da
Elleri kelepçede!




Ah benim haritasına bir kendimi sığdıramadığım beynim!
Kavislerini çiziyor parmaklarım yüreğimin…
Damar yollarımı kapatıyor bir hemşire!
Bir doktor bağırıyor derin ve karanlık bir holden,
Uzun ve ince…
Eks!





















12:00/05.10.2017

Sevtap Kaya Nurgönül