DALGALANMALAR DURULMALAR-IX
41. ARAYIŞ
a. gülümseyen bir yüz aramak: budur belki hayatın yegâne anlamı herkes, bir başkasının eksiğiyle yüceltirken karşılıksız aşkını ve bilinç-altını bir başkasının acımasız saldırısına direnirken, bir şiirin şefaatine sığınarak -yapışkan karanlıklar dolanırken dünyayı- iyilikler taşıran söyleyişlerle onarmak insan olmanın yırtığını gülümseyen bir yüz aramak: müşkülâttır ama sâhiden değer kendimizi ötekiyle buluşturmayı denemek kısmadan hiç hayatın kendiliğinden ışığını b. söylemiyle eyleminin birbiriyle örtüştüğü gülümseyen bir yüz aramak ütopyadır diyecekler, derlerse desinler unumu eledim de, eleğimi asmadım vız gelir, tırıs gider (*): İmece Edebiyat, Haziran 2015, Sayı 21 42. BİR ZAMANLAR ben de gençtim bir zamanlar şarkı üstüne şarkı mırıldanırdım kalktığımda sabahları saçlarımda lirik rüzgârlar bulutlar cilveleşir dururken güvercin kanatlarıyla benim alnım serinlerdi yüzü pembeleşirdi sevdiğim kızın kayalıklar arasında çokluk büyütmeye soyunurdum düşlerimi güzelce hayat benden yanaydı tanrı benden, ter benden gücünü yitirirdi tüm matadorlar ben güldüğümde tabut yapımcıları cayardı tabut yapmaktan edebiyat tîranları rezil olurdu ben de gençtim bir zamanlar aydınlıktım, ayrıksıydım, fazlasıyla alazdım şimdileyin bende batar her akşam güneş ihtiyarladım (*): İmece Edebiyat, Haziran 2015, Sayı 21 43. BİR DEMET TİNSEL HAİKU 1. yırtığındadır son yağmur seslerinin ölüm acısı 2. kanatsızlığı kanıksarsa o serçe yas dolar tanrı 3. gökle değiştim gözlerinden fışkıran sonsuz sancıyı 4. şiir de ağlar yeter ki yeşersin aşk her gün batımı 5. dolaşık sözler ide’sinde barındırır yoksul yazı’yı 6. kendine göçer kendinden kaçar en çok giz sığınağı 7. filozofik bir rüzgâra tutunsam ve yaksam aklımı 8. kalbimde mahşer başladı başlayacak ah, zamanı mı? 9. kıvransın pathos tragedya dağılsın güller yukarı! 10. şerefsiz şair! .iktiğin kelimeler yanına kâr mı? (*): Berfin Bahar, Aralık 2010, Sayı 154 44. İYİ Kİ siz buradasınız mâvileşen şarkılar gibi buradasınız sesinizin dibindeki inciyi unutmadık kanınızın kabarışını, sevdalanırken dirhem dirhem topladınız günlerin közünü suskuyu coşkunlukla yaşamın lirizminden damıtıp durdunuz insancalığı kınında paslanmış bıçağa ve baldan tatlı incirlere böldünüz mukaddes acıyı çarptınız gülü sözün çağıltısıyla iyi ki buradasınız içinizin uslanmayan uslanmayacak tam yedi deryâsında (*) : Kurgan Edebiyat, Mayıs-Haziran 2015, Sayı 25 45. İSTEDİK Kİ ekim de gidiyor, güzelim 89 güzünü de yarıladık sayılır yarıladık sayılır sevdamızın ömrünü nice zıpkınlar yedik, kan köpüklü sularda zulüm, bir burgu gibi oydu yüreğimizi ölüm tâcirleri gördük gelgelelim yılgınlığa kaptırmadık paçamızı gökyüzünün sereserpe mâviliğini yeryüzünün çalkantısını, dinginliğini yaşamımızın yaralı târihine sözcük sözcük işledik buğusu üstünde ekmeği özgürlüğün gül rengini barış geleneğini özveriyle savunduk istedik ki: konuşmak gülmek sevişmek gök çıngısı, can yongası, çiçek kokusu yönetsin dünyayı istedik ki: her öksüz, yıldız tozlarıyla donansın 1989 (*): Eliz Edebiyat, Nisan 2015, Sayı 76 |