6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1847
Okunma
Giderim bizim köyün örenlerini
Çimenler kaplamış göremem gayrı
Doğduğum evin yerinde yeller
Rüzgar olsam bile gelemem gayrı
Artık karın doymaz olmuş köyümde
Bir başkaydı güneşimde ayımda
Nüfusu tükenmiş her bir sayımda
Sonu nere gider bilemem gayrı
Şehir dedikleri üst üste evler
Gökdelen dedikleri evden de devler
Her yan parsellenmiş ağalar beyler
Sıyrılıp bir bey de olamam gayrı
Bir koşuşturmadır gider şehirde
İş bulamayana ekmek de nerde
Gözlere gerilmiş çıkardan perde
Stres içindeyim gülemem gayrı
Ne nevruz yetişir ne de bir çiğdem
Ne dilek ağacı ne de bir badem
Meğer ne kadar haklıymış dedem
Koyunla kuzuyu güdemem gayrı
Malın canın güvenliği daha az
Kalabalık amma selamın almaz
Kim eyi düşünür kimdedir garaz
Gözüne de baksam anlamam gayrı
Beydik köyümüzde tarlalar vardı
Şimdi makinalardan içler karardı
Güneş görmeyince beniz sarardı
Hasta mıyız diye soramam gayrı
Deli gönül derki şehrini sen al
Gergin yüzlerini kaldırıma çal
Git güzel köyüne yerleş orda kal
Tek başıma neydem kalamam gayrı
Şimdi gençler derki ne diyo bu be
Nasıl laflar eder koca şehrime
Sobe oynamaya bir ağaç bile
Her yan beton olmuş bulamam gayrı
Köye hasret kim bıraktı bizleri
Çağdaşlık dediniz nerde izleri
Zor mu idi kalkındırmak köyleri
Köy enstitüleri kuramam gayrı
Yok mudur ki çağdaş yolun çıkarı
Sokakta boş gezen şu çocukları
Yaşanır yapalım tüm konduları
Belki kent estitüsü bilemem gayrı
Benim işim budur yazar cızarım
Düzen bozuk ise elbet kızarım
Halka değil haşa benim azarım
Daha fazlasını diyemem gayrı
Benim istediğim herkese bir aş
Sokaklar dolmaz ki bulunursa iş
Beylere değil de halkaysa gidiş
Şiir burda biter söylemem gayrı
Toprak ve Kar’dan - Cemal EROĞLU