YAĞMURCA ELVEDAAğır yaralı dudaklarda ertelenirken acı üstüne düştüğü her şeyi aldatır ay ışığı. Tanışıklığı alır gider çapkın bakışlardan ağızlarda kalır ham elmanın buruk tadı. Oynak bir akşamın koynunda yankılanır iki kişilik rüzgarın yalnızlığı. Görünmez el olurum kendime çizerim görüşe hasret yıldızın ucunu. Duraksız bir kıpırtı dolaşır örselenmiş derinliklerde. Boy verir düşlerim çiçeğe yürür balkonlar. Örülür çıplak düşünceler sözlerde Genişler gökyüzü gerilir göz kapaklarıma bahar. Yumruklarımı içine koyar Yürürüm yüreğimle. İçtikçe zamanı en duru yerinden loş gelirim sokağıma yine de... Konaklamış bulurum ayrılığı fırdöndü mavisinde. Artık sevdalar da çizilmiyor savaş yürekli gecelere... Oysa daha dün sönmüştü gözlerimi ısıran alev. Öpülürse yüreğim geçer belki de... Yankılanır bir yıldız sesi güneş denizinde. Aşkın solgun gülüşüne su verir yaralı bir kuşun yavrusu göğüs kafesimde. İnce bir yorgan gibi kar toplasa da anılarım geçmiş enkazının üzerinde.. Dökülür ezanın ayak sesleri suskunluğumun üstünde. Yaşarken ödenirmiş hayatın ederi esmer hüznün ölgün gölgesinde. Dünya ki;bir sevda evi dikenleriyle açarmış insan çiçekleri. Binlerce yokluk yaşanırmış Eldesizliğin karanlığında. Dolanırmış yağmurca elvedalar uzanırken aşkın saçak altına.. ferdaca |