Vuslat treni
Babama , nineme ve müstear gidenlere..
1- Muhayyerler garında bekliyorum sıramı Vagon arkası vagon , numaralar akıyor Bir hortlak pençeliyor ,kabuk tutmuş yaramı Kızıl rujlu dilberler bana buse çakıyor Her vagon ayrı dünya , her oda ayrı şehir Keskin kömür kokusu ,tenden sıcak çay demi Çarşaflardan yapılmış tozlu bir seccadedir Ardında bıraktıran , küf kokulu alemi Buzullar ülkesinin nura akan rayları Geçilen her istasyon hüzünle mimleniyor Ben yerimden memnunum,istemem sarayları Bu daracık odamda , davam biçimleniyor Bana şiir okuma,ruhum bezgin masaldan Bir kondüktör sesiyle uyanmalıyım güne Işık yağsın gönlüme , o bilindik Kutsaldan İniş istasyonumdan, katılayım düğüne 2- Ruhum inkıbaz hali,ulaşıp antik gara İstemsiz bakışlarla kollarım çıkışları Rayların melodisi kalbolurken firara Hicranım eritiyor,buz tutmuş bakışları Ceketimin yakası kulak memelerime değe yazacak olur, korkum yokken ayazdan kömür tadı karışır,korsan gülmelerime süveyda pusu atar,saklandığı beyazdan Bugün bir gariplik var,istasyonlar tek renk lal Ak saçlı ninelerin ağıtlarında matem Kerbela güllerini anımsatır bu melal Zerresini hissetsen kan kusturur bu verem Kondüktör arıyorum,biraz anlayan halden Cebinde beyaz zambak,yol yorgunu mintanı Uykusuz gözler ile giz çalalım Zühalden Kompartman köşesinde beklerken kızıl tanı Bilinmez rotalara giderken şimendifer Kondüktör ve ben müzmin,fazlasıyla memnunuz Vehmimizde mavi gül,ve cennet asa sefer Bu çilekeş vagonun varlığına medyunuz 3- Bir bahar mevsimiydi ,gördüm yorgun yüzünü Elinde tahta bavul,kahverengi ceketi Saklamaya meyletmiş döşündeki hüzünü Güneş gurub ederken puslandı silüeti Hasret istasyonunda kaybetmişti yönünü Bir adı müzmin artık,ötekisi muhayyer Peron izbelerinde raylar keser önünü Vakitsizlik akrebi beyin zarını deler Uzaklardan seslenir,kirli lokomotifler O seslerden kaçtıkça sesler onu kovalar Peronlara sır katar melal yüklü motifler Bir tren bacasında , gezgin bir kuş yuvalar Dokundum matemine işitmek için bin ah Acı bir tebessümle yanağı gamzelendi Dedim anlamalısın bize beyazdır siyah Müjdeyi derk edince , ümidi tazelendi Yaklaştı istasyona rötarsızlar treni Cebindeki bileti inceledi son defa Duyuldu ekspresin son hareket sireni Ve yolculuk başladı nur içiren tarafa Ben yine mütevekkil ellerimi salladım hem de dakikalarca,arkasından gidenin Her kalbi kırık gibi vuslatımı kolladım Kavuşmak için Nura ardında Nadidenin 4- Müphem çelişkileri , beynimde taşıyorum Gece, gündüz farkı yok,edersiz ,değersizim Mizaç sarsıntıları , derdimi kaşıyorum Karanlık ortasında ,karıncadan fersizim Ağlasam , gözyaşlarım kızıla karışır mı ? Kül döksem suratıma , aynanın karşısında Mevhum yara izlerim ,gitgide kırışır mı ? Benliğim pul etmez ki , hamuşan çarşısında Hasret istasyonunda tüm saatler ayarlı Toprak renkli vagonlar , yolcusuna muntazır Bir tek ben miyim böyle mesafeye duyarlı? Yol heyecanım,biletim, çay suyum bile hazır Farzımuhal |
Rayları düğümledi yüreğimin depremi...