Eylülde Hasret
bir damla suya hasret kaldık.
kurudu yüreğime ektiğim güller düşlerim hep gece her gün biraz daha kanatlanıyor sensiz geçen yıllar bir bilsen; kaç defa feryadını duydum kaç defa irkildim derin uykudan düşen kaç tane sarı yaprağı öptüm şafakta öten kuşun hikayesinden, yitik bir ülkeye duyulan efsuni duygular trajedisidir sanırım eylüllerin. omuz verdim mavilikler içindeki yitik ülkeye dünden kalan, bıkmamış ve usanmamış söylenmemiş sözlerin hikayesi bilinmez bir şafağın orta yerinden hangi zamandan geldiğimizi soran olmadı ne tarikatına kabul eden bir aziz ne kulluğuna bir tanrı ne de sabrına sığındığımız Eyüp anladı bizi çığlıklara boğulan bir yaşamın hüznündeyiz şimdi görünmez oldu rengini yansıtan kızıl kubbeler üçbin yıllık tarjedinin son perdesi ve beklentimizin son noktası sabaha az kaldı artık derin çöle aksimiz yansıdığı an gömdük hayasızlıkları doğduğu yöne ve tekrar Nuh’a yalvardı ebabil kuşları... 25 Eylül 2017 |