ki
_ ki ben kıymetini hiç bilmemişim
nasırlı ellerin avizeli kördost/u nefes nefese zikzaklı çift düğümünde tarak çözgüden nire ile kaldırılması kök boyalı hayata ağızlıktan atkıyla düzelten mekik gibi evlilik ve doğumu göbekli Gördes arzusunu temsilen halıların okuldan çıkan şen şakrak çocuklara sırılsıklam hamur teknesinin başına dikilen avaz avaz salçalı ekmek - ki benimde çok yemişliğim vardır naylon yeşil terlik eşliğinde - _ ki ben hiç isteyememiştim utancımdan o fırın ağzından saçılan alevler çılgın kurtlar gibi etrafını sararken kızıl gözleriyle bükük belli kadınlar sere serpe bir yığın giysi içinde öpülesi elleriyle bayram sabahlarının arasında fındıklı lokum ve kırmızı yeşil çizgili mendille verilen harçlıkları dağınık saçları yuvalanan hamurlara nasılsa hiç karışmazdı tekneye doldurulan o yumuşacık somunlar yüzlerinde hep o masum ifadeyle sunulur - ki yayıktan yeni çıkmış tereyağın eşliğinde - aşı sarısı boyalı köyün yanık çehreli nenesi ve ihtiyar çehreli dedenin demleri - ki hepsi beni pek severdi karşılık olarak benden ileri - kıymetini hiç bilmemişim ... |