Cennet-ül ÂlâKalbimde çırpınan kuş, ruhumdaki düş sensin Yüzümü milyon kere öpen o gülüş sensin Sen açtın hüzün denen illet ile aramı Sen kapattın asırlık kanayan her yaramı Dudağımda gezinen tek sevdalı şarkısın Gönlümün huzur dolu barınağı, barkısın İçimdeki küs çocuk tebessümle barıştı Şen şakrak yarınların arasına karıştı Güneş oldun, her şafak ilkin dünyama doğdun Aşkın okyanusunda beni sevince boğdun Gün, senin gam katili gülüşünde uyandı Bütün kırlar, çayırlar gözlerine boyandı Dağların yüzlerini güldüren mucizesin Ozanın türküsünde her sevdalı dizesin Irmaksın, bir vadide gürül gürül çağlayan Bir kayanın göğsünde mutluluktan ağlayan Artık daha umutlu sayende kelebekler Her biri bir gün daha aşkla kalmayı bekler Perisin, çocukların rüyasını süsleyen İlhamsın bir şairin şiirini besleyen Şikâyetsiz, koşulsuz sevdiğim tek sancısın Aklımın aşka dair yegâne inancısın Papatyasın kar beyaz, gülleri kıskandıran Kokusu buram buram, yâr, Cenneti andıran Ne çok şeysin, saymaya bil ki bir ömür yetmez Uçsuz gökyüzü bile, senin nur yüzün etmez Sen kalbimin ritmini bozan emsalsiz aşksın Zerre yalanım varsa, aklım yerinden çıksın... S.U. Serkan Uçar 11.09.2017 |
Selamlar