BENİ PEŞİNDEN SÜRÜR
Bu, hıçkırık sesleri, bölüyor ken geceyi
Gözlerdeki yaşları, karanlık sarar, bürür Günün ilk ışıkları, görürlerken acıyı Ömrümüzün kervanı, niye sessizce yürür Böylece her an geçer, saat geçer, gün geçer Masalsı yaşantılar, hepsi güzeli seçer Hüzünlü yürekler de, acılar özlem açar Bakmasını bilen göz, akan zamanı görür Kaç kere yıkandım ben, çilenin yağmurunda Bir sevgili aradım, lavantanın morun da Ben bitmiş tükenmişim, sor kimin umurunda Takvimden düşen yaprak, beni peşinden sürür Muradın köprüsünde, beni gören taş ağlar O figan, o feryatlar, duyan kalpleri dağlar Hicran yaralarında, yüreğim kabuk bağlar Koşar adım giderken, girdabında döndürür Bir sessiz iniltidir, durgun suyun akışı Yırtıcı kuşa benzer, hasretliğin bakışı Sevda nedir bilmeyen, ne bilsin kara kışı Dağ, taş, nehir buz tutar, akan lavı söndürür Gözler gülümsese de, gamzeler yasın tutar Ufak izler kalsa da, zaman her şeyi yutar Her insan gün gelende, bir güneş gibi batar Dev bir kepçe misali, yıllar her şeyi kürür Gönül hücrelerinde, hapisler de yatarım Lüzumsuz bu gidişle, aklımı oynatırım Hüzün kazanların da, hazanı kaynatırım Belki yaşatır amma, mutlaka süründürür Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Tuz biber derler hani, birazcık ta renk katıp
Dışardan gelen söze, kulağını kapatıp
Karmaşık duyguları, sevgi ile karmalı……….A.Lüzumsuz