SEN GÜLDEN GÜLE KONAR GİDERSİN
Bulut olur, göyüzünde asılırsın
Cilvelenirsin, maviyi bırakıp yeşile akarsın Kararırsın hiddetlenirsin, şimşek olup çakılırsın Sonra esersin, kükrersin, gürlersin, titrersin... Damlalar çoğalır taşar, üşür üstünden Sonra coşarsın, yağmur olur yağarsın Dağ, taş, dere, tepe taşarsın Ve oynaşırsın, gelir geçersin, yeşillikler üstünden Önce bulutlar ve dağlar öper seni Dağlardan, tepelerden, yamaçlardan aşarsın Taş, toprak sürüklenirsin, uzanırsın vadiye Ben geçerim yedi renkli kuşağının altından Otururm kıyına köpük köpük berrak mı berrak Avuç, avuç alırım, yutarım, sonra ben öperim seni En uzn suyuna abandım bu gün Bu havalar, bu mevsim, sesin, suyun, yeşerttiğin bu toprak Mavine, yeşiline, taşarım ve şaşarım Bir tutam güneş, güller, yeşiller ve gelincikler Ve oynaşırken balıklar, sevncimiz olurdu dün Ve en çok yaptığımız şeydi, sende balık tutmak Çağla ırmağım çağla ki, gürlesin sesin Ben döneyim, sen kıvrıl git de; taş dönsün Suyun ezilsin, değirmen çarkında Karanfiller serpeyim üstüne, çoğalsın umudlarım Bak on parmağımda on marfet, ne olur beni affet Yürürüm, üstüne üstüne ışığın, delerim karanlıkları Serinliğinde akarım alçak, sen akarsın yüksek yamaçlardan Yollara düşmüşüm ben, umudum ve dirilmek için yeniden Yalnızlığım, umudum şu görünen ışığa bağlı Ve Yalnızlığı sana bağlıdır, bu kara toprağın Suyun toprağa hasret, toprak sana hasret Çağla ırmağım çağla, çağlar ötesinden Haberler getir ki, dinleyeyim, güftesinden, bestesinden Dyumak isterim, anlamak isterim, anlaşılmak isterim Derinden dinlerim sesini, öyle yürekten ve öyle içten Korkmuyorum ben yaşamaktan Lakin sen kükreyince ürker insan, senin sesinden Aslında sen, dal ucunda meyvesin, dallarda çiçek Aç kollarını işte ben geldim, öyle dün olduğu gibi Bak şu usta ellerimden kayar ya yıldızlar hep Yanar yüreğim kor olur, alev şaçar gözlerim Susadım işte neyleyim Kuruyan dudağım sana hasret, ona hasret Gökyüzünde bulutlar kararsa da, kapatsa da maviyi Yağsa da yağmur, karışsa da suyuna toz toprak Yüzün berraktır senin, ben iyi bilirim Puşt olsa da elalem, dilim suskun olsa da Bil ki hepsinin, üstesinden gelirim Herşey akar, ben akarım, sen akarsın Baktım ki; eksilmiş suyun, bozulmuş bağların Bak güneş doğmuş, aylardan Ağustos, sıcak mı sıcak Ulu dağlar koynunda, acep eridi mi kar’ın Türküler söylerim ben, şiirler yazarım, biraz deli, biraz hoyrat Umudu, umuttan beklerim, uzar gider yıllarım Yol vermez bana, sarp dağlar, sarp geçitler Lakin sen, gülden güle konar, yol alır gidersin Ekrem SAYGI 0508.2017 Ünye-İkizce Irmak boyları |