Kördüğüm Faslı
Zirveyi de gördüm, dibi de gördüm
Dünyanın varında gözüm kalmadı Sehpayı da gördüm, ipi de gördüm Gayri söyleyecek sözüm kalmadı Kurudu ağaçlar, dal vermez oldu Kovanlar tarumar, bal vermez oldu Dağlar duvar sanki, yol vermez oldu Dermanım tükendi, çözüm kalmadı Efkâr bu gönlümü dağlayıp durur Kader yollarımı bağlayıp durur İçimde bir çocuk ağlayıp durur Aynada beliren özüm kalmadı Bir kapı bulup da çalamam şimdi İstesem de kendim kalamam şimdi Bir mum arasam da bulamam şimdi Can ocağım söndü, közüm kalmadı Sonbaharın hüznü çöktü içime Zaman soktu beni başka biçime Düştüğüm bu hâller gider gücüme Aynaya bakacak yüzüm kalmadı Zaman bir nehirdi, aktı da gitti Hicran kor ateşti, yaktı da gitti Göğümde şimşekler çaktı da gitti Karakışlardayım, güzüm kalmadı Mevsim hazan gazel düştü bağlara Selâm ölülere, selâm sağlara Göz kırpar dururum karlı dağlara Yokuşa tırmandım, düzüm kalmadı Hayat kördüğümdü, o vakit kördüm Kader ağlarını elimle ördüm Ömrün son deminde gerçeği gördüm Üstü size kalsın, lüzum kalmadı Gayri bekleyecek zamanım yoktur Yarınlara dair gümanım yoktur Yanıp tutuşurum, dumanım yoktur Artık berilerde bezim kalmadı M. NİHAT MALKOÇ |