Eylülün Hatırlattıkları
Eylüller bana hep hüzünleri hatırlatır
günler de kısalır ömür gibi pişmanlıklarım bağdaş kurar... Haşim’in o dik merdivenlerinde yaz entarisini çıkarır üzerinden sararır yüzü içimdeki ağaçların aynalardan süzülür kanlı yaşlar... gönlümün koyaklarına ve meçhul bir sevgilinin kapanırım ayaklarına unuttuğumu hatırlayamam tıpkı hatırladığımı unutmadığım gibi Eylüller bana hep ayrılıkları hatırlatır kekremsi bir tadı vardır bu mevsimde havanın bir hüzün dumanı çöker yüreğime saatler gece yarısını gösterdiğinde... hayalin yuvalanır pencerelerde bir değil bin eylül sığar gözlerine yağmalanır, talan edilir sevincimiz günbatımında güneş öper suların yakut dudağından damlalar vedalaşır kara bulutlarla bir gurbet türküsü çalar taş plakta kederlerim karışır sigaramın dumanına umutlar sarıya çalarken... izini kaybettirir çaresaz ve hicran gözyaşları süzülür kirpiklerden öylece biteviye Eylüller bana hep vakitsiz ölümleri hatırlatır aniden kapanır perdeler sıkı sıkıya meçhul bir karaltı el sallar karşı balkondan hüzzam bir yeis deli taylar gibi boşalır yokuşlardan bir serseri bulut güneşimi gölgeler bir bağbozumu sevinci kursağımda kalır boğazımda birikir hıçkırıklar ciğerlerim delik deşik olur çözülür kalemin paslı prangaları gözyaşı ve kan karışır şairin mürekkebine bir doğum sancısı ertesinde sözü hüzünle yoğurur nihayet nur topu gibi eylülce bir şiir doğurur M. NİHAT MALKOÇ |